Ana Sayfa Misafir Sörfçü 31 Mart 2025 181 Görüntüleme

DOSTUMA MEKTUP (DOSTLUK VE BAYRAM)

Dostluk ve bayram…

Birbirinden bağımsız iki kelime ama bence bu bayram için çok değerli ve anlamlı.

***

Bizler, 1970’li yıllarda televizyon bile seyredemeyecek ama gazete ve kitap okuyabilecek durumda iken, bayramlaşmamız ayrı bir güzellik ve nostalji içerirdi.

Şimdiki gibi sadece tatil amaçlı değil, dostluğun ve yardımlaşmanın öncelikli olduğu, saygı ve sevginin tam anlamıyla yaşandığı özel günlerdi o günler.

Konu komşu,akrabaların, öncelik ve protokol adabında ziyareti ve verilecek maddi hediyelerin eşliğinde kutsal bir bayram.

O  dönemler ‘mendil, çorap ve para’ verilmesi yanında da bugünkilerden ekstra, uzak ama o dönem için en çok değerli çikolata ayarındaki şekerleri, birer ikişer almak ve dışarı çıktığımızda mendili/çorabı annemize verip, şekerleri bir çırpıda götürdüğümüz, çikolatasız günler.

Bazen durumu müsait evlerde, çikolata ve şeker birlikte ikram edilse de elimiz nedense hep çikolataya giderdi…

Bu çikolata keratası için gerçekten insanda mutluluk hissi yaratır derler, boşuna değilmiş.

***

O yıllarda, şimdi adına ‘Dubai Çikolatası’ mı ne derseniz deyin çikolatanın ‘Ç’sine bile razıydık.

Eski zamanlarda çikolata yoktu ama çikolata tadında dostluk, sevgi, saygı ve hoşgörü vardı…

Damak tadında, dostluk, sevgi, saygı ve hoşgörü.

***

Giysilerimizin yeni olduğu, baklavalarımızın şeker ile yoğrulduğu, çikolatasız ama ağız tadında şekerlerin ikram edildiği ve de cep harçlıklarımızın, el öptükten sonra sevgi ile bizlere sunulduğu, özel günler.

O özel günler de ‘glikoz, eft’ vb. unsurlar yoktu, baklavalarımız Anadolu’nun organik unundan şeker ile ve de bizleri yakından ilgilendiren bayram harçlıkları da nakit olarak verilir idi, eft sistemi ile değil.

Bugünkü gibi şans oyunlarına benzemezdi, kaç tl bayram harçlığını alacağımızı, yüzde  90 oranında tahmin edip ona göre bütçe yapardık.

***

Bayram günleri…

Daha doğrusu,

Bayram Günlerimiz…

***

Hani derler ya doya doya yaşadığımız o tarihi günler.

Evlerimizde, günler önce hazırlıklar başlar.

Temizlik, organik baklava ve kolonya…

Ne için ve kimler için dersek,

Elbette, evimize gelecek konu komşu ve diğer akraba ve dostlar için.

Neler mi yapılırdı?

Öncelikle ‘ev baklavası’, konu komşu bir araya gelip el mahareti ile açılıp ve üzerine, şimdiki gibi şeker şurubu/glikoz içermeyen hakiki şeker şurubu ile tatlandırılması.

Kulağı çınlasın elleri öpülesi güzel Annem Seniye Saylı ve güzel komşularımız, 2-3 gün öncesinden bir araya gelip, el emeği o, organik cevizli baklavaları yapıp, dinlenmesi için de üzerlerini örtü ile örtüp, bizlerden saklamaları ayrı bir duygu yoğunluğu idi.

Elbette, kıyısından köşesinden ellerimizle çarpıp, yaladığımız o bayram günleri.

***

Bu, bizlere bahşedilen 9 günlük tatilde…

İnanın, güzel Ülkemin ‘bayram havası’ içinde olmadığım/olamadığımız bir sistemde, ne baklavanın ne de bayram harçlıklarının tadı tuzu kaldı.

Yazımın başında belirttiğim gibi sevgili dost, OLCAY ERÖZDEN…

Eski günlerin hayrına, eski günlerdeki coşku ve sevgi yüklü bayramlar uğruna, peşinen bayramımız kutlu olsun.

Seni seven kardeşin Tansel SAYLI…

Hani derler ya, ”Kestane kebap, acele cevap”

Kestaneyi de kaybettik ama seninle dostluğumuz, gelecek tüm bayramlar uğruna oluşsun…

Yaşamımda her daim yanımda olmandan dolayı, kendimi ”kaymaklı ve çam fıstıklı baklava” gibi hissediyorum… DOST.

Hissettiren o güzelliğe selam olsun.

Hani eski insanlar der ya,  ”Ağız tadında bayramlar”öyle olsun, güzel kalpli Dostum…

Sağlık, sevgi ve hoşgörü ile kalınız…

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

İlginizi çekebilir

MİSAFİR SÖRFÇÜ

MİSAFİR SÖRFÇÜ

Hazır Site by Uzman Tescil