Ana Sayfa E-Kitaplarımız 8 Temmuz 2023 3385 Görüntüleme

E-KİTAPLARIMIZ

 

 

 

SATICIYA NOTLAR VE İPUÇLARI

(İLK BASKI 2007 GÖZDEN  GEÇİRİLMİŞ E-KİTAP FORMATI 2024)

Dünya’nın en renkli ve en meşakkatli uğraşlarından olan satıcılık mesleğini tüm yönleri ile irdelemeyi amaçladığımız bu çalışmamızda, otuz yılı aşkın deneyimimizi genç arkadaşlarımız ile paylaşmayı amaçladık.

Hiç bir kaynak eserden yararlanmaksızın, sadece bire bir yaşadığımız olaylardan edindiğimiz deneyimlerden yola çıkarak, evdeki hesapla çarşıdaki hesabın tutabilmesi için, nelerin yapılması gerektiğini, başka türlü anlatabilmemizin pek mümkün olmadığını düşündük.

Pek çok insan için, çalışmak ve para kazanmak tek bir meslek dalının üyesi olmaktan ibarettir.

Yine pek çok insan, işini yaparken, başka mesleki bilgileri kullanmaya gereksinim duymaz.

Örneğin bir taksi şoförü için,muhasebe bilgisi ne kadar gereklidir?

Ya da bir psikolog için günlük valör ne ifade eder?

Bir nakliyeci aracındaki malı teslim ettiği noktanın ödeme konusunda ki güvenilirliğinden ne kadar sorumludur?

Bir reklamcı tanıtımını yaptığı ürünün noktalarda ki penatrasyonunu ne kadar sağlayabilir?

Bir öğretmen, müşteri eğitimi konusunda ne denli bilgili olabilir?

Bir ekonomist, daralan piyasalarda mal ve hizmet dağılımını ne ölçüde yürütebilir?

Ancak bir meslek dalı vardır ki, yukarıda bir kaç tanesine değinilen uzmanlık dallarının verileri kullanılmadan  layıkı ile yapılamaz.

Bu meslek dalı da SATICILIKTIR.

Satıcı, bir taksi şöförü kadar araç kullanır, psikolojik yöntemler yardımı ile müşterisini satışa hazırlar,Sıcak ya da sipariş yöntemleri ile  satış yaptığı noktaların güvenilirliğinden direkt sorumludur, mal ya da hizmet tanıtımını müşterisi ile birebir ilişki kurarak yapmak zorundadır.

Hangi sektörde faaliyet gösterirse göstersin, müşterisini ürünü konusunda eğitmek ve yönlendirmekte onun sorumluluğundadır.

Tıpkı zaman zaman yaşanan kriz dönemlerinde satış hacmini korumak ve müşteri portföyünü dağıtmamak adına pratik stratejiler üretmekle yükümlü olduğu gibi.

Bazı sektörlerde ise tıp ya da mühendislik bilgisi olmadan satışta başarı sağlamak mümkün değildir.

Günümüzde satıcılık kriterleri önemli değişikliklere uğramakta, vasıfsız kimselerin sığındıkları bir liman olmaktan hızla çıkmakta, nitelikli, eğitimli ve bilgili kişilerin kariyer sahibi olabilecekleri bir iş dalı olarak ışıldamaktadır.

Eskilerin pazarlamacı kavramı, müşteri temsilciliği ile yer değiştirmekte ve firmalar, satıcılarını özenle seçmektedirler.

Gazetelerde ve internet insan kaynakları sayfalarında yer alan satıcı arama ilanlarında belirtilen nitelikler bu savımızı destekler konumdadır.

Sektörü ne olur ise olsun, artık şirketler ürettikleri mal ya da hizmetin satışını profesyoneller yardımı ile yapmayı tercih etmektedirler.

Satış kadroları yetersiz işletmelerin ticaret sahnesinde uzun süre yer alamayacakları aşikardır.

Rekabetçi ve serbest piyasa ekonomilerinde pazar payı oluşturmak, büyüyebilmek daha önemlisi kalıcı olabilmek,sunulan mal ya da hizmetin kalitesinin yanında prezentasyonu yani sunumu ile mümkündür.

Bu da nitelikli satıcıya duyulan gereksinimin bir başka göstergesidir.

Ekonomide yaşanılan gel-gitler, piyasalarda ki talep daralmaları, rekabetin yoğunlaşması, pazarlama politikalarındaki evrim satıcı kavramını daha bir önemli konuma taşımaktadır.

Sürecin  doğal sonucu olarakta firmalar satış departmanlarını oluşturmada daha çok özen göstermekte ve onlara özel bütçeler ayırmaktadırlar.

Ahlaki değerleri de bünyesinde barındıran satıcılık, belirli kriterlere dayanan, olmazsa olmazları bulunan, özveri ve sevgi isteyen, sürekli vitrinde yaşanılan ciddi bir meslektir.

Ağız kalabalığı, aldatma, yanlış yönlendirme gibi yanlış kavramlar süratle satıcılığın dışına itilmektedir.

Babadan kalma yöntemlerin, sürekli kan kaybettiği günümüz satış dünyasında her sektörde baş döndürücü bir rekabet yaşanmakta, dolayısı ile satıcılığın yıldızı her geçen gün biraz daha parlamaktadır.

Ancak, satıcılık ülkemiz de bir meslek dalı olarak yeterli desteği görmekten uzak kalmıştır.

Niteliksiz kişilerin sergiledikleri olumsuz yaklaşımlardan dolayı örselenmiş ve hak ettiği saygınlığı tam anlamı ile kazanamamıştır.

Bu handikapı yüzünden de zaman zaman küçümsenmiş, herkesin her zaman yapabileceği ek bir  uğraş olarak görülmüştür.

Özellikle ısrara dayalı ve arkasında durulmayan ürünlerin satışlarında kullanılan Ablalı, abili, dayılı,yengeli satış çabaları mesleği olumsuz yönde etkileyerek içeriksiz bir pazarlamacı kavramının doğmasına neden olmuştur.

Üniversitelerin de bu konudaki duyarsızlığı satıcılığın bir meslek olmaktan çok, günü kurtarmak için yapılan bir iş olarak görülmesinin başlıca nedenlerindendir.

Satıcılığın ciddi bir eğitim sistemine dahil olamayışının acısını firmalar çekmekte,ülke ekonomisi de bu durumdan payını almaktadır.

Piyasada kalifiye eleman bulmakta zorlanan şirketler, ya kendi eğitim sistemlerini oluşturmakta ya da sektörlerinde kendisini kanıtlamış satıcıları transfer etmektedirler.

Bu durumun işletmelere maddi yük ve zaman kaybı olarak geri dönmesi kaçınılmazdır. Günümüzde firmalara satış destekleri vermek ve satıcı yetiştirmek amacı ile kurulmuş pek çok danışmanlık şirketi faaliyet göstermektedir.

Bunların önemli bir bölümü ekonomik sorunlarını aşmış ülkelerin uyguladıkları satış stratejilerini ders notlarına almışlar ve eğitimlerini yine bu ülkelerin koşullarının bizde de yaşanıldığını varsayarak yola çıkmışlardır.

Oysa ki, bizim ülkemiz hemen her konuda olduğu gibi satış ve satıcı kavramlarında da kendine özgü bir yapılanma içerisindedir.

Dışarıdan motomot tercümelerle hazırlanan eğitim seminerleri, çoğu zaman teoriden ileriye gidememekte, bu da eğitime yatırım yapan firmaları demorolize etmektedir.

Ülke gerçeklerinin göz ardı edilerek sunulan eğitimler, Türk satıcısının piyasasında yaşadıkları ile çelişmekte dolayısı ile konu ciddiyetini yitirmektedir.Satıcı bu eğitimlerde genellikle öğrenci konumunda kalmakta ve irdelenen konuların piyasa uygulamalarındaki etkinliğini kavramakta zorluk çekmektedir.

Oysa ki, satış zamana karşı bir yarıştır.

Bu yarışta var olabilmek oyunu kurallarına göre oynamayı öğrenmekle mümkündür.

Satıcılık ve satış yönetimi konusunda bizim olaya bakış açımız ve yaklaşımımız,süre gelen bilgilendirmelerden farklılıklar gösterecektir.

Bu farklılığın özünde birebir yaşanılan olayların verdiği deneyim ile bize özgü gerçekler yatmaktadır.

Pek çok eğitimde,seminerde değinilmeyen,göz ardı edilen satıcılık unsurlarını teker teker ele alıp inceleyeceğimiz çalışmamızda bir başka farklılığımız da, başlarken de değindiğimiz gibi sunumumuzu tamamen otuz yılı aşkın satış ve satış yöneticiliği deneyimimizin üzerine kurmuş olmamızdır.

Satıcılığı kişisel ve işlevsel kriterlerine ayırarak ve bu kriterleri kısa notlar ve uygulamada ki ipuçları         birlikte ele alırken istedik ve diledik ki satışın her aşamasında çalışmaktan oluşan deneyim ve çıkarımlarımızı sizin ile de paylaşarak çorbanız da bir dirhem tuz olalım.

Elinizdeki bu kitap,hiç bir alıntı kullanılmadan hazırlanmıştır.

Sadece sahada karşılan olaylar ve uygulamalarda ki aksaklıklardan yola çıkılarak yazılmış, satıcıya mesleğinin önemini anlatmaya çalışmaktadır.

Kısacası bu çalışma da, fasülye pilav yiyen satıcının fasülye pilav yiyen müşterisine yaptığı satışı anlatmaya çabaladık ta denilebilir.

Yani Türk’ün Türk’e özgü hasletleri ile Türk’e satışını.

Mr.Cons’suz, Mrs.Jane’siz.

İnsana devamlı yeni ufuklar açan, kariyer yapabilme olanağı tanıyan, maddi getirisi sınırlanamayan, satıcılık mesleğinde yapılması ve yapılmaması gerekenleri içeren bu çalışmamızın, faaliyetlerinize ufakta olsa katkıda bulunması en büyük dileğimizdir.

BASILI KİTAP OLARAK YAZIM VE YAYIMLANMA YILI :  2007

E KİTAP YAYINLANMA TARİHİ : 2021

A5 SAYFA SAYISI : 454

A4 SAYFA SAYISI :321

GÖNDERİM ŞEKLİ : EPUP YA DA PDF ŞİFRELİ DOSYA

AYRINTILAR VE SİPARİŞ İÇİN:  sozcuklerdesorf@gmail.com

***

 

SATIŞ YÖNETİCİSİNE NOTLAR VE İPUÇLARI

Sevgili Satış Yöneticisi ;

2008 yılında basılı yayınladığımız ve 2020 yılında da güncelleyerek ikinci baskısını e-kitap formatıyla çıkarttığımız Satıcıya Notlar ve İpuçları adlı kitabımızı bir müfredat olarak kabul edip uzun yıllardır satış eğitimleri veriyoruz.

Yalnızca otuz beş yıllık satış ve satış yöneticiliği deneyimlerimizden edindiklerimizi kaleme aldığımız serinin ilk kitabımızda fasülye pilav yiyen satıcının yine fasülye pilav yiten müşterisine satışına dair notlara ve ipuçlarına yer verdik.

Yani Türk’ün Türk’e satışını irdelemeye çalıştık.

İstedik ve arzuladık ki, deneyimlerimiz mesleğe yeni başlayan satıcı adaylarına satışın engebeli arazisinde kılavuz olsunlar.

Meslek hayatımıza somut olarak nokta koyduktan sonra genç satıcılara mesleğin etiğini ve kriterlerini anlatmaya başladığımız 2014 yılı  öncesine kadar satışın her kademesinde görev yaptık.

Ağırlıklı olarak ta ülkenin bilinen şirketlerinde Satış Müfettişliği, Ekip Liderliği, Bölge Müdürlüğü ve Satış Genel Koordinatörlüğü sorumluluklarını yürüttük.

Şimdi sıranın birbirinden renkli, birbirinden riskli ve yine birbirinden heyecanlı olaylarla dolu Satış Yöneticiliği yaşamımızın kazandırdığı deneyimleri henüz sorumlulukların  başlarında olan genç Satış Yöneticileri ile paylaşmaya geldiğini düşünüyoruz.

Tabi kitabımız bu konuda öteden beri faaliyet gösteren meslektaşlarımıza da ulaşabilirse ne mutlu bize.

Öncelikle belirtmeliyiz ki; bu paragrafları yazmamızın amacı asla size işini öğretmek, ahkam kesmek, eski köye yeni adetler taşımak değil.

Sadece sizlerden daha önce ki yıllarda mesleki anlamda damdan düşmemizin neticesinde gördüklerimizden, saptadıklarımızdan ve yaşadıklarımızdan yaptığımız çıkarımları hani belki çalışmalarınızda faydaları olabilir umudu ile paylaşmak istiyoruz hepsi o.

Elbette aranızda mesleki yeterlik açısından bizden birkaç adım ötede olanlarınız da vardır ki bu bizi ziyadesi ile memnun eder.

Sözün özü;

Tabletinizden, telefonunuzdan ya da her nereden okuma teveccühünü gösteriyorsanız Satış Yöneticisine Notlar ve İpuçları (siz öneriler de diyebilirsiniz) Satıcıya Notlar ve İpuçları’ndan sadece nicelik anlamında ayrışıyor.

Ha, bir de okuyucumuza hitap tarzımızı ile; Satıcıyı konu alan satırlarımızda artık torunlarımız yaşlarında olduklarını varsayarak ve hoş görülerine sığınarak onlara ‘‘Sen’’ diyerek hitap ettiğimiz için bize gönül koymayacaklarını düşündük. Dileriz yanılmamışızdır.

Satıcıların ancak uzun yıllar satış teşkilatlarında sahada görev yaptıktan sonra Satış Yöneticiliği sorumluluklarına geldikleri göz önüne alınırsa nitelik anlamında da bir devam kitabı olarak düşünülebilir.

Bu kitap sözün en başında dediğimiz gibi aslında damdan düşenin düşerken yolda gördüklerine dairdir ve  fasülye pilav yemek te bu kitapta da ortak paydadır..

Yani bize özgü hasletlerle Türk satış Yöneticisinin Türk Satıcısı ile iletişimi ve dahi satışa dair diğer unsurlarla…

Satış Yöneticisine Notlar Ve İpuçlarını iki ayak üzerine oturtarak oluşturduk.

Birinci ayakta işlenen konu ile ilgili Notlar adını verdiğimiz özgün paragrafları, ikinci ayakta ise bir Satış Yöneticisinin olmazsa olmazlarını, Ölçütlerini bulacaksınız; ölçütler de Kişisel ve İşlevsel olarak iki ayrı bölümde yer alacaklar.

Malum kriter sözcüğünün Türkçe’de ki karşılığı olan ölçütün felsefi anlamı

‘‘Bilgide doğruyu yanlıştan ayırt etme aracı olması’’dır ki, elinizde ki kitabın temelinde ki harçta odur.

Kendi Firmasında Satış Yöneticiliği yapan meslektaşlarımıza yönelik ölçütleri de atlamadık elbet. Onlara dair notlarımızı ve ipuçlarımızı ölçütlerin dördüncü başlığının altında bulabilecekler.

Satışta ve Satış Yöneticiliğinde kadınların da rollerin önemi tartışılmaz. Biz de yıllar boyunca kadın arkadaşlarınızla omuz omuza pek çok satış başarılarının altına imzamızı attık. Dolayısı ile de hem sahada hem de Satış Yönetiminde neleri yapabileceklerine ve gösterdikleri mucizelere  yakından tanık olduk.

İşte hem bu yüzden, hem de kendilerine olan derin saygımızdan dolayı kitabımızda Kadın Satış Yöneticisi Ölçütleri diye bir başlık görmeyeceksiniz .Çünkü yürekten inanıyoruz ki  ‘‘Satıcı satıcı,Satış Yöneticisi Satış Yöneticisidir; bu işin  kadını erkeği olmaz!’’

Bu inancımızı da kitabımızın kapağında görselleştirmeye çalıştık. Kısacası Satış Yöneticisine Notlar ve İpuçları’nı her hangi bir cinsiyet ayrımına tabi tutmadan, kadını erkeği birbirinden ayırmadan kaleme almaya çalıştık.

Artık sadede gelelim;

Zira sayfalar boyunca anlatmaya çalışacağımız pek çok ölçüt ve ipucu bizi bekliyor…

Ama önce kendimize şiar edindiğimiz ve artık sloganımız haline gelen, pek çok yerde ki satışa dair eğitim çalışmalarında da atıfta bulunulan ve bizim satışı nasıl algıladığımızı vurgulayan yine bize ait bir önermeyi paylaşalım;

‘‘Satış Perdesi Asla Kapanmayan Bir Sahne Sanatıdır;

Baş Aktörü Satıcı,Suflörü Satış Yöneticisidir’’

E KİTAP YAYINLANMA TARİHİ : 2020

A5 SAYFA SAYISI : 564

A4 SAYFA SAYISI 441

GÖNDERİM ŞEKLİ : EPUP YA DA PDF ŞİFRELİ DOSYA

AYRINTILAR VE SİPARİŞ İÇİN:  sozcuklerdesorf@gmail.com

***

 

”PATRON YANGINLARI”

Öyle her yangına benzemez patron yangınları;
Bir tutuşmaya görsün hem kendini hem etrafını kavurur.
Tam söndü dersiniz;
İçin için yanar,dumanını gören bilir.

Zor iştir işveren olmak.

İşveren olarak kalabilmek daha da zor.
Kabul sermaye gücü mühim olmasına çok mühimdir de tek başına insanı sadece  zengin yapar o kadar.
Bu kitap o zenginliğin başka unsurlarla da zenginleştirilerek patron sözcüğünün içinin doldurulabilmesine dair.
Öncelikle şunun altını çizmek isteriz ki kitabımızda ele aldığımız konular liderlik,önderlik,rol modellik vs gibi ezberlenlenmiş içeriklerden çok uzak.
Hele iyi bir iş adamı nasıl olunur ? Patron olmanın püf noktaları gibi artık işportaya düşmüş tanımlar ve önermelerle hiç işimiz yok.
Biz patronun yangınlarının hem kendisini hem de personelini kavurup kavurmaması ile ilgiliyiz.

E KİTAP YAYINLANMA TARİHİ : 2020

A5 SAYFA SAYISI : 624

A4 SAYFA SAYISI 511

GÖNDERİM ŞEKLİ : EPUP YA DA PDF ŞİFRELİ DOSYA

AYRINTILAR VE SİPARİŞ İÇİN:  sozcuklerdesorf@gmail.com

***

NİTELİKLİ CEHALET

Hatırladığım çocukluğum,gençliğim,orta yaşlılığım ve yaşlılığa terfi ettiğim bu günlere kadar geçen seneler içerisinde hayata dair en net tespitim,toplumca yaşadığımız her musibetin kendisine özgü nitelik kazandırdığı ayrı bir cehalete denk geldiği oldu.

Nitelikli Cehalet,cehaletin ezber bozan halini yani körlüğünden öte evrimleşmesini ve günümüzde aldığı şekli işliyor.

Anak hemen belirtmek isterim ki, kitabı yazarken kesinlikle ‘’Ben bilirim’’gibi iddiam olmadı.Yani Nitelikli Cehalet hiçbir iddiayı kanıtlamak üzere yazılmadı.

Sadece ülkemizin ve hepimizin geçmişine olduğu gibi geleceğine de ipotek koyma uğrunda, organizmaya dönüşen cehaletin kazandığı(!) nitelikleri saptayıp geleceğe not düşmek istedim.

Üniversite yıllarımdan bu yana ortalama değerin geneli yansıttığına inandığım,sayısal verilere düşkünümdür.Bu yüzden de istatistiği çok severim;elinizde ki kitap ülkemiz ile ilgili yüzlerce istatiski veri taranarak ve uluslar arası istatistik verileri ile karşılaştırılarak hazırlandı.Her veride bir başka olumsuzluğun olması,cehaletin toplumumuza vurduğu damganın en güçlü kanıtıydı.

İki yıla dağılan hazırlanma sürecinde,kitabın konusundan asla söz etmeyerek yüzlerce insanla cehalet üzerine söyleşiler yaptım,notlar aldım.Konu ile ilgili elliden fazla kitap okuyup,bine yakın materyal topladım.

Nitelikli Cehaleti yazarken en çok şaşırdığım aslında cehaletin psikiyatrik verilerle çok daha iyi anlatılabileceğini keşfetmem oldu.

Hangi niteliği ele alsam mutlak surette hayatımın bir dönemine girmiş bir cahile denk geldi ve emin olun istisnasız hepsi ciddi şekilde psikiyatrik vakaydı.

Psikolojik değil psikiyatrik…

O yüzden sayfalar içerisinde psikolojiye atıf yapılan pek çok niteliğini göreceksiniz cehaletin.

Cehalet sistematik bir kurgu; İnsanın içinde başlayıp örgütlü hale gelen oluşum.

Onu saymayı, gruplamayı,analiz etmeyi pek bir güzel beceriyoruz da,iş topladığımız verileri düzeltmeye geldiğinde fena halde çuvallıyoruz.Adı her ne olursa olsun günümüzde cehaletin mazereti yoktur.

Kendimizde teşhis ettiğimiz, varlığını bildiğimiz,inkar edemediğimiz ama istersek düzeltebileceğimiz,ancak bu yolda hiç bir adım atmadığımız tüm yanlışlarımız da bizim nitelikli cehaletimiz.

Çalışırken şunu bir kez daha gördüm ki Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği yoldan bir metrelik kayışın dünya sahnesinde ki yansıması bin yıl…

Cehalet nitelik kazandıkça,onu inkar ön plana çıkıyor.

İnkar aslında teyittir ;

Bu kitap cehaletin teyidi üstüne…

Nitelikli Cehalet’in alacakaranlığına hoş geldiniz…

YAZIM YILI : 2015-2017

YAYINLANMA TARİHİ : 2017 (BASKI)(TÜKENDİ)

GÖZDEN GEÇİRİLME VE GÜNCELLEME TARİHİ : 2021

KİTAP FORMATI : E-KİTAP

A5 SAYFA SAYISI : 720

A4 SAYFA SAYISI : 329

GÖNDERİM ŞEKLİ ŞİFRELİ: EPUP YA DA PDF DOSYA

AYRINTILAR VE SİPARİŞ İÇİN:  sozcuklerdesorf@gmail.com

***

 

DERİN HALÜSİNASYON

Doğumumuz ile ölümümüz arasında başımıza gelen her ne varsa tümünü hayat parantezine alarak bize verilen süreyi dolduruyoruz.

İnsan ne kadar aksini savunsa da tüm yaratılmışlar o hayat dediğimizin gözünde alelade fanidir.

Doğarlar, büyürler ve ölürler.

Kimsenin kimseden bir ayrıcalığı yoktur onun gözünde.

Bunun en güzel sağlamasını da ölümle her canlıyı eşitleyerek yapar.

Hayata ezberlerimizin dışına çıkarak alıcı gözle bakmayı başarabildiğimiz anda aslında neyin içinde soluk alıp verdiğimizi çok daha iyi anlayabiliriz.

Bizim uydurduklarımız ve değerli diye birbirimizi yediğimiz paradan, silaha kadar ne varsa çıkartın hayatın içinden geriye kalanların üzerinde hiç bir hak talep edemeyeceğimiz gerçeği tüm çıplaklığı ile ortaya çıkar.

Yaşamlarımızı yönlendiren ne varsa çoğu bizim iznimize tabi olmadan eşlik eder ömrümüze.

Hayat, oyunu daima kendi kuralları ile oynar ve onları asla değiştirmez, tartışmaya da açmaz.

Yaratılan ne varsa bu kurallar dahilinde var ve yok olur.

Kendi adını bile koyamayacak kadar bu kuvvetin çekim alanına girmişken insanın kendisini Dünya’nın öznesi sanmasında ki ruh hali her zaman trajikomik gelmiştir bana.

Derin Halüsinasyon işte tam da bu durumunu anlatıyor insanın.

Yani, varmış ta, aslında yokmuş halini.

Ben yazarken kendimi ana karakterin yerine koydum ancak o olmadım.

O olmadım ama kim ve ne olduğumu da hala kendime anlatmaya çalışıyorum.

Bakalım siz de kendinizden bir şeyler bulabilecek misiniz bu çizgi ötesi hikaye de?

Derin Halüsinasyonu yazarken hem eğlendim, hem hüzünlendim hem de neden çizginin bu tarafında olduğumuzu düşündüm.

Derin Halüsinasyon da işte o çizginin tam üzerinde yaşanan on iki saati anlatıyor.

Ana karakterin iç konuşmalarını yıllar içerisinde yazdığım köşe yazılarından oluşturarak yeni bir tarz denediğim bu çalışma da insanın varla yok arasında ki o derin halüsinasyonunu irdelemeye çalıştım.

Dilerim cümlelerim beni okuyucularıma mahcup etmezler.

Derin Halüsinasyon çizginin bu tarafına benden bir anı olsun…

Kitap elbette bir kurgu.

Ama zaten hayatta başlı başına bir kurgu değil mi?

YAZIM YILI : 2019-2020

YAYINLANMA TARİHİ : 2020

KİTAP FORMATI : E-KİTAP

A5 SAYFA SAYISI : 367

A4 SAYFA SAYISI : 194

GÖNDERİM ŞEKLİ : EPUP YA DA PDF ŞİFRELİ DOSYA

AYRINTILAR VE SİPARİŞ İÇİN:  sozcuklerdesorf@gmail.com

***

 

BENCİLEYİN DİZELER

Dize sözcüğü her ne kadar şiiri simgelese de,

Benim şair

olmak gibi bir iddiam asla yok;

Hatta bu konu da yeteneğimin olduğu da söylenemez.

Sadece yeri zamanı eşref saatlerime denk gelen anlarda o an ulaşabileceğim ne varsa onların üzerine dökerim sözcükleri.

Sigara paketinin üstü de olur,peçete de,kağıtta,becerebildiğim de de telefonumun not uygulaması.

Konu filan da gözetmem;

Neyse yaşadığım ruhumda onun peşinden koşsunlar isterim.

Aşk hariç ama;

Ona inanmam.

İşte o yüzden diyorum ki;

Bana benzer dizelerim

Eseneklidirler, kuralsız ve yaramaz

Ne başları bellidir ne sonları

Cıva misali olurlar

İlle de tutmak isteyene.

Lakırdıları bitmez,

Espri de yaparlar, lafta çakarlar

Yaşarlar bencileyin;

İçimde,içerimde ve en derinlerimde

Nasılını soran bilsin isterler

Deli saçması olanları da vardır, yırtıp attıklarım da

İltimas geçtiklerim de; inadına

Zevahirle aram açık,dış görünüşü saymam kemalden müdanasıza çıkmış adım.

Eksiklidir  onlar bu yüzden; yoktur hiç birinin adları

Lüle taşına dönüp kırılmasınlar yeter gönüllerde

Ele de gelmesinler dile de

Razıyım.

DERLEME YILI : 2020

YAYINLANMA TARİHİ : 2020

KİTAP FORMATI : E-KİTAP

A5 SAYFA SAYISI : 367

A4 SAYFA SAYISI : 194

GÖNDERİM ŞEKLİ : EPUP YA DA PDF ŞİFRELİ DOSYA

EDERİ : 20.00 TL.

AYRINTILAR VE SİPARİŞ İÇİN:  sozcuklerdesorf@gmail.com

***

 

 

KÖŞE BUCAK YAZILAR

6 ciltten oluşan kitap serimiz yıllar içerisinde çeşitli gazete-dergi ve mecralarda yayınlanmış

köşe yazılarımız ile makalelerimizi içerir.

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Benzer Haberler

İlginizi çekebilir

Hazır Site by Uzman Tescil