Az gittim uz gittim, dere,tepe,yamaç,yar,uçurum,çöl,nehir,şelale,deniz,okyanus…

velhasıl bu dar-ı dünyada pişmek için geçilmesi gereken ne ve nereler varsa,kiminden atlayıp,kiminden zıp zıp zıplayıp kiminden yüzerek kiminden de sürünerek geçtim. Pek çoğunda ruhumdan bir parça takılı kalsa da, bana kalanı kar belleyip, onlardan da geçtim saydım.

Zeminlere çakılıp kaşımı gözümü yarmışlıklarım da var, zirvelerde keyifli keyifli ıslık çalmışlıklarım da.

Zaferlerle hezimetlerin ölümüne kapıştıkları anlar ile dolu altmış küsur yıllık bu geri dönüşü olmayan seyrüseferimde ‘‘Değer mi ?’’ diye bile düşünmeden uğurlarında canımı dişime takarak heder olduğum yarandıklarım,yaranamadıklarımdan çok olmuştur elbette de, son tahlilde kendime yaranabildim mi, işte ondan fena halde şüpheliyim.

Daha bin türlü cümle kurmak mümkün senaryosu sahnesi ile çelişen hayat tiyatromda ki rollerim ve repliklerim üzerine de, nicedir yazıya otursam, ilhamdan ziyade Canım Cancağızımın hakkını teslim ettiğim sözü yankılanır oldu kulaklarımda…

‘‘Çok uzun yazıyorsun hocam’’

O yüzden hemen sadede gelmekte fayda var.

Ez cümle artık, ‘‘Onu da yapayım,bunu da sunayım,şunu da atlamayayım, ötekini kaçırmayayım,berikini yakalayayım,abarttım!kırpayım, artmadan yetmez;arttırayım,bu taş umduğumdan mühimmiş elimi altına koyayım, çeyrek bana yeter;bütünü paylaşayım, madem kimse yapmamış;ben yapayım,bastıramasam da olur,o kitabı yazayım, uyumazsam uyumayım,durumdan vazife çıkartayım, sinmez içime o çorbada da tuz olayım…

Yapayım-edeyim-olayım-yazayım da,

bu arada çaprazda ki de küsmesin, yanda ki trip atmasın,kenarda ki kenarda kalmasın, karşıda ki gönül koymasın,beride ki alınmasın, ötede ki kopmasın… Hem belki bu kadar çabadan biraz da para kazanırım…

Hatta 2025 senesinde düşünü kurduğum o 2000 model arabayı bile alabilirim belli mi olur? ’’ Diye kendime ayar ve gaz vermekten, dolayısı ile de bilumum nafile umutlarımdan vazgeçtim.

Ben zaten vazgeçmenin kitabını yazmışım;olursa olur suyu olmazsa bulgur suyu dedim,bindim yine yarenim sörfüme,illa ki boğulucaksam olmazlarımın değil,onların dalgalarında boğulmak için attım kendimi meftunları olduğum sözcüklerin okyanus misali dalgalı deryalarına.

İç denizimin koordinatlarının linkini de yazının üst tarafına çipaladım.

Ha,bu arada varsa sözcüklerde sörfü sevenler alsınlar tahtalarını ‘‘Misafir Sörfçü” olarak gelsinler yanıma;

Beklerim…